Mustafa Armağan: Sultan Vahdettin vatan haini değildi
Armağan kendisine yöneltilen soruları şu şekilde yanıtladı.
Sorusunun cevabını örneklendirerek verebilirim. Mesela, Nazım Hikmet belli bir dönem vatan haini olarak anılıyordu. Kitapları yasaklandı. Şimdi her tarafta kasetleri kitapları var. Peki, bir insanın hain ilan etmenin müeyyidesi ne olabilir? Kamuoyu vicdanı bunu aşmış durumdadır. Bununla beraber, Nazım Hikmet ile ilgili vatandaşlıktan çıkartma kanunu da artık toplumun gözünde ortadan kalktı.
Hainlik meselesini anlayabilmek için; Türkiye tarihinin kırılma noktası olan 1918 yılında neler olduğunu incelemek gerekir.
Tufan Türenc"in yazısında tuttuğu nokta şu; Mondros mütarekesini imzaladıktan sonra Vahdettin İngiliz yanlısı bir tutum izledi. İngilizlerle işbirliği içerisine girdi ve onların işgalini destekledi. Bu şekilde davranan bir insanın hain olduğunu sonucunu çıkardı.
1918"de İngiliz yanlısı olmayanlar ya Amerika yanlısı ya da Almanya yanlısıydı.1918 yılında İngiltere imajı bir kurtarıcı olarak algılanıyordu.
Mondros Mütarekesini biz istemiştik. Mustafa Kemal Paşa bunu çok istemişti.
Aynı şekilde o dönemde Mustafa Kemal Paşa"nın İngilizlerle ilgili yorumlarına rastlıyoruz. İstanbul"a döndükten sonra minber diye bir gazete çıkartıyor, orada İngilizlerin bizim için önemli olduğundan bahsediyor. Kalbimde onlara karşı kin ve düşmanlık yok. İngilizler kadar daha iyiliksever bir dost olmayacağını söylüyor.
Peki, Vahdettin İngilizlere yakınlaştı diye ona hain diyenler, Mustafa Kemal Paşa"nın minber gazetesinde çıkan söyleşisine ne diyecekler? Diye bir soru gelir aklımıza&
Nitekim daha da ileri gidiyor;1918 Mütareke"nin imzalanmasının hemen arkasından Mustafa Kemal"le Vakit gazetesinde bir röportaj yapıyorlar. İngiliz hükümetinin Osmanlılara karşı iyi niyetinden şüphe edilemeyeceğini ifade ediyor. Onlarla bir anlaşmazlık varsa, Osmanlı hükümetinin bunu siyasi gelişmelerle halletmesi gerektiğini söylüyor. İngilizlerle iyi geçinmek, onlar hakkında iyi şeyler söylemek hainlik sebebiyse eğer bunu irdelemek gerekir.
Vahdettin, 1918 yılının şartlarına göre kesinlikle hain değildi.
Osmanlı Devleti son yıllarını büyük bir devlete sırtını dayayarak kurtulabileceğini düşünüyordu. Vahdettin de aynı şekilde davrandı. Vahdettin zor bir zamanda tahta çıktı. Halife ve padişah olduğu için onun zayıf karakter ve tereddütü ihanet olarak kabul edildi. Diğer yaptığı işlerle ilgili müsamaha görüldü. Dikkate alınmadı. Onun hakkında objektif bilgiler ortadan kalkmış durumda, hep yanlı fikirler üretiliyor.
Biz bu konuyu rejim meselesi gibi tartışıyoruz.
Bu tarihe ait bir meseledir. Sultan Vahdettin"le ilgili iddiaları söyleyenler, siyasi bir tercihi bu şekilde delillendirmek için bunu koz olarak kullanmaya çalışıyorlar.
Onun için,1918 yılı kırılmasını iyi görmek lazım, daha dikkatli bir şekilde belgeler üzerinde konuşmak gerekir. Kimin kahraman veya hain olduğunu gazete köşelerinde karara bağlayamayız. Bu tarihsel bir süreç olduğundan tarihçilerin araştırmasıyla karara bağlanır.
Araştırmacı-Yazar Mustafa Armağan