Türkler m.ö. yillarda askeri birliklerde takim halinde müzik aletleri çaldirirlardi. 8’nci yy’ da yazilmis olan ilk Türk belgesi Orhun (Göktürk) kitabelerinde mehterin atasi olarak kabul edilen tug takimindan bahseder. Kasarli Mahmut’un 11’nci yy. da yazdigi Divan-I Lügat-It Türk, hakan’in huzurunda nevbet vuruldugunu anlatir.
“Bulut kükredi, vurdu nevbet tug, simsek çakti çekti hakan tug’unu” diyen Türkler iç Asya’dan, Anadolu’ya geleneklerini tasimislardir. Egemenlik simgesi davul, bayrak ve tug töresi Türkler araciligiyla tüm Islam âlemine yayilmistir. Karahanlilar’dan Selçuklular’a, Ilhanlilar’dan memluklulara ve Osmanlilar’a nevbet vurma gelenegi hep devam etmistir.
Mehter, tarihteki ilk Türk Devletinden itibaren, Türk Kara Ordularini destekleyen, costuran ve ruhunu doyuran özellikleriyle sadece askerlerin degil, muzaffer bir ulusun da duygularini temsil eden bir unsur olmustur.
Türkler köklü bir askeri tarihe sahiptir. Türk tarihi dünyada askeri basarilar ve zaferlerle taninmistir. Tarihte askeri harekâtlarin, sasaali davullar ve özel ritimlerle desteklenmesi, Hunlar‘dan itibaren zamanimiza kadar geçen sürede, birçok Türk devletinin ordularinda yer almistir.
Baslangiçta Tug ve davulla baslayan bu gelenek, zamanla gelismis ve zenginlesmistir. Böylece Hun Türklerinde ki “Tug Vurma” gelenegi Selçuklularla tabilhanelere ve Osmanlilar da Mehterhanelere dönüsmüstür. Bu dönemde mehterler ordunun, kalelerin ve hatta toplumun müzik ihtiyacina cevap veren kuruluslar olarak önemini korumustur.
Tarihi süreçte devamli gelisen ve yenilenen Mehter, ilk çaglardaki Türk devletlerinden, Osmanliya kadar olan zamanda, bu devletlerin Cografi genisligi bakimindan zamanla tüm dünya ülkelerine yayilmistir. 19 ncu yüzyilin basindan itibaren önce Prusya daha sonra Rusya, Polonya ve Almanya gibi ülkelerin mehterler kurarak, tug takimlari olusturduklari bilinmektedir.
Osmanlinin son dönemlerinde Yeniçeri teskilatinin bozulmasiyla kapatilan Mehterler, Avrupa’da gelistirilen Askeri Bandolar olarak günümüze kadar gelmistir.