Tarihi ve Güncel Konular
 
  Ana Sayfa
  Osmanlı'nın Kuruluşu
  Osmanlı Padişahları
  Osmanlı Tuğraları
  Mehteran
  Tarihi Kıssalar
  Şeyh Edebali'nin Osman Beye Öğütleri
  Hayata Dair
  Lokman Hekim'den Öğütler
  Ölmeden Önceki Son Sözleri
  Garib Olayların Rastlantısal Yanları
  1 Nisan'ı Nasıl Bilirsiniz
  Söz Der Ki....
  Küçük Oyunlar
  Tozlu Tarihin Öğütleri
  Osmanlıca Bilgisayar Terimleri
  Esma-ul Hüsna
  Şeyh Şamil
  Tek başına bir ordu “Çomar Bölükbaşı”
  Vahdettin hainmiydi
  Editörden
  => Allah(cc) Varlıgı
  => Firavunu Cesedi
  => Kartal gözleri
  => Cebelitarık Boğazı
  => Allah'ın Varlığının bilimsel delilleri
  => 700 yıllık öğüt
  => Goben ve Breslav
  => Osmanlı tarihinden ilkler
  => osmanlı tablo
  => Tarihden hazır cevaplar
  => Adımız Yeter...
  => Osmanlıdan hikayeler
  => Fatih'in halkını imtihanı
  => Kızıl sultanı kim niçin uydurdu
  => BALTACI MEHMET PAŞA VE KATERİNA OLAYI
  => Osmanlıca film afiş tasarımı
  => Osmanlı padişahlarının ölüm sebepleri
  illerimiz neleriyle ünlü
  Osmanlıda isyanlar
  osmanlıpadişahları niçin hacca gitmemişlerdir?
  Çanakkale'den Asker Mektupları...
  Osmanlı Armasının Manası
  Çanakkale Savaşının hikayeleri
  OSMANLI TARİHİ KRONOLOJİSİ
  Osmanlı antlaşmalar
  Ziyaretçi defteri
www.konyakent.net

Kızıl sultanı kim niçin uydurdu
Bazi kimselerin yayinlanan bunca vesikaya ragmen, günümüzde hâlâ, Sultan Ikinci Abdülhamid Hân hakkinda "Kizil Sultan " tabirini kullanabilmeleri, böylesine korkunç bir hak ve hakikat kalpazanligindan utanmamalarinin sebebi, bize en çok sorulan suallerden biridir. Devamli sorulmaktadir: " Kim, niçin uydurmustur bu "Kizil Sultan" tabirini?.."

"Kizil Sultan" tabirinin kim tarafindan niçin uyduruldugunu incelemeden evvel hemen kaydedelim ki, bu tabir, yurdumuzdaki Ermenilerin ne yapmak istedikleri ve nasil çalistiklarini tesbit yönünden mühimdir!... Bu mühim hususu görgü sahidinin sehadetiyle gözler önüne serelim. Sultan Ikinci Abdülhamid Hân devrinin ünlü Mâbeyn Baskâtibi Tahsin Pasa hatiratinda der ki:

"... Ermeni ayaklanmalarinda Ermeni papazlarinin büyük rolü oldugunu ve kiliselerin ibâdetten ziyade fesad ve sekavete hizmet ettiklerini haber almistik. Ancak Ermeni ihtilalcileri bazi elçiliklerin de yardimiyla o derece mahirane tertibat almislar, silah ve komitacilar, memlekete sokmak hususunda öyle yardimlar te'min etmislerdi ki, ipucu bulmak mümkün olamiyordu. Nihayet bir gün, yine kendi aralarindan te'min ettigimiz bazi kimseler bize bu silahlarin Beyoglu'nda Ermeni kilisesinin duvarinda sakli oldugunu haber verdi.

Bunun üzerine Zaptiye Nâzirina emir gönderildi, bir heyet marifetiyle kilise basilarak duvar yikildi, silah deposu meydan çikti!.. Bir ibadethaneyi eskiya siginagi haline sokan Ermeni ihtilalcilerin bu fesad ve ihaneti elçiliklerden çagrilan kimselere gösterildi ve hemen bir zabit tutuldu. Ermeni komitacilari, en ziyade Londra'da efkâr-i umumiyyeyi aleyhimize tahrik etmekte ve bilhassa nüfuzlu Ingiliz kadinlarinin yardimlarindan istifade eylemekte olduklarindan Türk dostu Sir Arshmitt Bartlet'in vasitasiyla bu, kilisede çikan silahlar Londra'ya gönderilerek Parlamento'nun yaninda teshir ve bu suretle bize karsi uyandirilan gayz ve gazabin mecrasi degistirildi."

Mâbeyn Baskâtibi Tahsin Pasa böyle kiliseyi silah deposu haline getiren Ermenilerin bu mel'anetinin Londra'da teshir edilmesi "bize karsi duyulan gayz ve gazabin mecrasi degistirdi" diyor ama, Ingilizler'deki bu degisiklik, gözler önüne serilen aci gerçege ragmen geçici olmus, Ingilizler kisa bir zaman sonra yine Ermenilerin haklarindan bahsetmeye baslamislardir!.. Ve Ingilizlerin bu tutumu o devrin olaylari içinde tabiidir!...

Sultan Ikinci Abdülhamid Hân devrinde faaliyetlerini böyle kiliseyi silah deposu haline getirecek derecede arttiran Ermeniler yillar boyu yer yer isyanlarla Dogu-Anadolu'yu bir Ermeni yurdu haline getirmek için çalismislarsa da, Abdülhamid Hân siyasî dehasiyla mel'aneti önlemis, Dogu Anadolu'yu Ermeni tecavüzünden kurtarmis ve iste bu hizmeti dolayisiyla kendisine bize düsman ser kuvvetlerce "Kizil Sultan" ünvani verilmistir!...

Dogu Anadolu'yu elde edebilmek için mel'anetlerini nerelere kadar götürdüklerini bir görgü sahidinin sehadetiyle yukarida kaydettigimiz Ermeniler, korkunç bir demagoji ile uzun yillar, Müslümanlar Hristiyanlari katlediyorlar (!) propagandasina ile devrin büyük devletlerinden birinin müdahalesini te'min için her yola basvurmuslardir!... Dogu'daki Müslüman köyleri yagmalanmis, yakilip yikilmis, Müslümanlar türlü iskenceyle öldürülmüs ve hattâ müslüman kiligina bürünen Ermeniler kendi kardeslerini öldürmüs ve sonra disaridaki yoldaslari vasitasiyla yürütülen propaganda basari kazanarak, bazi büyük devletlerin "Ermeniler katl olunuyor!..." bahanesiyle Babiâli'yi protesto edebilmeleri te'min edilmistir!...

Sultan Ikinci Abdülhamid Hân büyük devletler arasindaki rekabetten istifade ile disarinin bu müdahalesini bosa çikardigi gibi, aldigi isabetli tedbirlerle de yer yer patlak veren Ermeni isyânlarini basstirmasini bilmistir!... 1894 yilinda Mus ve Siirt civarindaki Sason'da ayaklanan Ermeniler daha sonra Diyarbakir isyanini baslatmislarsa da her iki isyanda Abdülhamid Hân'in yumrugunu yiyerek büyük zayiat verip geri çekilmisler ve bu maglubiyetten hemen bir yil sonra, bu kere 30 Eylül 1894 (30.09.1894, M.F.) Pazartesi günü ayaklanmislar, fakat netice alamamislar, 1896 yilinin 26 Agustos (26.08.1896, M.F.) Çarsamba günü yine Istanbul'da baslattiklari isyanda Osmanli Bankasi'ni (Osmanli Bankasi baska bir hikaye, M.F.) basmak, Babiâli'yi, tüneli havaya uçurmak, bazi elçiliklere tecavüzle Avrupa devletlerinin müdahalesini te'min etmek etmislerse de, Abdülhamid Hân, emrindeki "Yildiz Istihbarat Teskilâti" vasitasiyla isyani evvelden haber almis ve o gün Bankayi basan Ermeniler, haklari (!) verilmedigi, yani, Dogu Anadolu kendilerine birakilmadigi takdirde Bankayi havaya uçuracaklari tehdidini savurup bu arada bir kaç bomba da patlatmislar, fakat alinan tertibatla cümlesi ellerindeki silah ve bombalarla yakalanmislardir!...

Patrik Izmirliyen idaresindeki bu isyan daha sonra Ermeni mahallelerinde intikal etmis ve Sultan Ikinci Abdülhamid Hân'in bu asi Ermenilerle mücadelesi pek basit olmustur!... Sakalini degirmende agartmayan Sultan Ikinci Abdülhamid, devam edegelen Ermeni isyanlarinin içyüzünü bilmektedir!... Isyani Avrupa devletlerinin müdahalesine meydan vermeden bastirmak iyteyen Abdülhamid Hân askeri ve polisi kislalarina çektikten sonra limandaki hamallarla sivil halktan gönüllülere kalin sopalar dagittirmis ve bunlari katiyyen atesli ve kesici âlet kullanmamak sartiyla Ermeniler üzerine göndermistir!... Müslümanlar ellerindeki kalin sopalarla yakaladiklari Ermeninin hesabini görmüsler ve iki üç gün sürdükleri bu Ermeni avi ile hdefe varip 1905'teki meshur bomba vak'asina kadar Ermenileri sindirememsilerdir!...

Bütün bu islerolup biterken Avrupa devletleri Ermeni meselesini yine körüklemisler, Ruslar yukaridaki sopali olayi protesto ederken, Ingilizler bir ara donanmalariyla Çanakkale önlerine kadar gelmislerse de, Abdülhamid Hân'in siyasî dehasiyla aldigi tedbirler önünde geri çekilmeye mecbur olmuslardir!...

Sultan Ikinci Abdülhamid Hân böyle aldigi tedbirlerle Devlet-i Aliyye'nin varligi ve bekasi yolunda çalisirken, düsmanin serrinden kurtulamamis ve Fransiz tarihçisi Albert Vandal, Ermeni isyanlarini bastirmasini bilen Abdülhamid Hân'a kan dökücü manasina "Le Sultan Rouge" demis, bizdeki gaafiller de bir Hristiyanin Ermeni menfaatleri ugruna uydurdugu bu tâbiri "Kizil Sultan"'a çevirerek Abdülhamid Hân hakkinda kullanmaktan utanmamislardir!...

Talihin ne garip cilvesidir ki, ömrü boyunca kan dökmekten kat'iyyen çekinen Sultan Ikinci Abdülhamid Hân, içimizden yetisen gaafillerce "Kizil Sultan" diye anilmis ve yanlis bir maarif politikasiyla mekteplerde evlatlarimiza böyle tanitilmistir!...

Veyl, böylesine Islam düsmanlarinca uydurulan tâbiri günümüzde hâlâ tekrarlayanlarin haline!..
Arama Motoru  
   
Haberler  
   
Tarih  
 
 
center>
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol